29 Aralık 2014 Pazartesi

Flormar Makyaj'la Tanışmam 2

Merhaba,
Bugün sizlerle dünkü Flormar yazımın ikinci bölümünü paylaşacağım. Bugün lafı hiç uzatmadan ürünler hakkındaki görüşlerime geçiyorum. İlk ürünüm 5'li far paleti. Bendeki 008 Dance of Sepia rengi.
Öncelikle farın yumuşaklığından bahsetmem gerekirse orta düzey diyebilirim. Ne yumuşacık bir far ne de çok sert bir yapısı var. Renklere gelince, ilk üç renk mat açıktan koyuya doğru giden renkler. Fotoğrafta yukarıdan aşağıya bej, açık pembe ve açık mürdüm diyebileceğim mat farlar. Renk tonlarını sevdim özellikle doğal makyajda mürdümü hafif uygularsanız güzel sonuç vereceği düşüncesindeyim.Paletteki dördüncü far metalik bir far. Simli değil kelimenin tam anlamıyla metalik bizon rengi. Elime renkleri cildimde görmeniz için uyguladığım (swatch dememek için uğraştım ama cümleye bak:) ) fotoğrafta olduğundan daha parlak çıkmış. En sevdiğim rengi bu oldu. Paletteki en son far yine mat koyu renkli olan far, çok fazla kullanacağım bir far değil ama koyu makyajı sık yapanlar için uygun olabilir.
Bu far paletini fiyatıyla kıyaslarsam gayet başarılı buldum. Yaptığım uygulamada tozutma yapmadı,
gün içinde çok dağılmada yapmadı göz çevresinde. Kalıcılığı ise beklediğimden iyiydi diyebilirim. (Benim uygun fiyatlı makyajda favorim Kiko'dur. Ülkemizde Kiko markası olmadığı için çok üzgünüm ama bu paletin de iş göreceğini düşünüyorum.) Paletin fiyatı 18,75 tl.


Gelelim aldığım son ürüne, Flormar'ın makyaj sabitleyicisi, Make-Up Fix Spray. Ürün basınçlı sprey şeklinde hazırlanmış. Ben makyaj sabitleyici olarak Kryolan ve Mac kullanıyorum. Mac basınçlı sprey değil daha sıvı bir ürün, Kryolan ise saç spreyi gibi kullanımı olan bir ürün. Bu anlamda Flormar Kryolan'a daha çok benziyor. Makyaj sabitleyiciliği Kryolan kadar değil ama Mac'le aynı hatta biraz daha iyi olabilir (Maalesef Mac Fix+ ben de makyajı Kryolan gibi sabitlemiyor ama doğal parlaklık vermesini çok seviyorum). Ben gündelik kullanım için iyi buldum. Sabitleme özelliği kişiden kişiye değişir mi bilmem ama bence bu fiyata denenebilecek bir ürün. Ürünün fiyatı 14,50tl.


Tüm bu alışverişime hediye olarak bir de fırça seti geldi. Bir önceki yazımda da paylaştığım gibi 75 tl üzeri alışverişlerinize yanda gördüğünüz fırça setini hediye
ediyorlar. Bu kampanya 31 Aralık'ta bitiyor yanılmıyorsam. Fırçaları henüz kullanamadım. İlk bakışta bu minik fırçalar gayet yumuşaklar, yıkandıktan sonra dökülme, sertleşme yaparlar mı bilemiyorum. Bu arada ben makyaj fırçalarımı kısa süre önce yeniledim. Çok uzun zamandır kullanıyordum bir elden geçirdim. Bazılarını verdim, bazılarını attım. Artık hiç Mac fırçam yok mesela. (bu alışveriş sinyali mi ki acaba:) ) Fırçalarımın çoğu Real Techniques. Bunun dışında Sigma, Kiko, İnglot kullanıyorum genelde. Eğer bu mini fırçalar dökülüp saçılmazlarsa seyahat ve çanta içi için ideal olurlar gibi geliyor bana.

Umarım yazımı okumaktan keyif almışsınızdır. Lütfen yorumlarınızı benimle paylaşın.

Sevgilerimle...
                                            

28 Aralık 2014 Pazar

Flormar Makyaj'la Tanışmam 1

Merhaba,

Bugün sizlerle ojelerini çok yakından bildiğim (bildiğimiz) ama makyaj ürünleriyle yeni tanıştığım Flormar markası hakkında paylaşımda bulunmak istiyorum.
Birçok blogda Flormar makyaj ürünleriyle ilgili bir şeyler okuyunca merak edip 2 hafta önce internetten bir kaç ürününü aldım. Fiyatları çok uygun olduğu için eğer ürünlerden memnun kalırsam herkese uygun fiyatlı bir öneride bulunabilirim diye düşündüm. İyi ki de almışım çok beğendiğim şeyler oldu:)

Ben alışverişimi internet üzerinden yaptım. Alışverişim 75 tl'yi geçtiği için Flormar mini fırça setini de hediye ettiler. Bildiğim kadarıyla 31 Aralık'a kadar yapılan alışverişlerde bu kampanya devam ediyor.
Gelelim ürünlerle ilgili yorumlarıma. Önce isterseniz pek sevmediğim ürünlerle başlayayım. 
Esmer tenli biri olduğum için kaşlarım ve kirpiklerim koyu renk. Çok fazla kaş ürünü kullanmama Eyebrow Fixator Mascara. Şeffaf jel şeklinde fırçalı kaş maskarası olan bu ürünün kullanımı çok kolay. Kaşınızı hem tarıyor hem de sabitliyor. Diğer ürünse Eyebrow Primer. Bu üründe kalem jel şeklinde, sürümü yumuşak ve kolay. Kalemi kaşlarıma sürüp bir kaş fırçasıyla tarıyorum ve kurumasını bekliyorum. Bu iki ürünü de ilk uyguladığımda çok memnun kalıp ne kadar güzel boşuna o kadar parayı başka markalara vermeme (normalde Dior kullanıyorum) gerek yok diye düşündüm. Ta ki ürünleri daha uzun saatler kullanmam gerekene kadar. Haftanın belli günleri çok uzun saatler dışarıda olduğumu söylemeliyim. Özellikle perşembe, cumartesi, pazar işimin en yoğun olduğu günler. Bu günlerde sabah 6.30'da oğlumla uyanıp hazırlanıp evden çıkıyoruz. Onu anneannesine bırakıp, mümkünse kuaföre gidip öğlene doğru işte oluyorum ve eve dönüşüm akşam 20.00-21.00'ı buluyor. Dolayısıyla benim kullandığım makyaj malzemelerinden birinci beklentim, akmaması, topaklanmaması, dağılmaması oluyor. Kısa vadede çok güzel sonuç veren bu iki ürün benim yoğun günlerime dayanamadı maalesef:( Akşama doğru aynaya bir baktım ki benim kaşlar beyazlamış. Jeller topaklanmış beyaz beyaz kaşımın üstünde oturuyor. Temizlemesi de bi dert oldu ki sormayın gitsin. Sonuçta benim için bir hayal kırıklığı oldu, ben mi yanlış kullandım yoksa gerçekten bu kadar uzun saate mi dayanamadılar bilemiyorum ama sonuçta ben bunları kullanılmayanlar köşesine ayırdım.
gerek kalmıyor. Kaşlarımı tarayıp sabitleyecek bir ürün kafi geliyor normalde. Alışveriş yaparken kaşlarımı sabitleyecek iki ürün aldım Flormar'dan. Biri yandaki fotoğrafta solda bulunan
En sevdiğim ürünlerden birine geçiyorum şimdi. Lip Balm spf15 watermelon balm. Bunu alışveriş sepetine atarken kış geldi nasılsa fazla dudak nemlendiricisi göz çıkartmaz diye atmıştım. Çok bir beklentim yoktu ama bayıldım. Hatta öyle ki bu rengi kalkar belki diye stoklamayı bile düşünüyorum. Dudak nemlendiricisi olarak normal bir ürün. Nemlendirmesi iyi ama dudağa verdiği renk bence mükemmel. Benim bugüne kadar en en sevdiğim dudak ürünüm Dior'un Lıp Glow Color Reviver Balm'ı. Dudakların için ruj dahil tek bir ürün hakkın var deseler kesin bunu seçerim. Ayrıntılı yazısını mutlaka yazacağım. Neden Dior'a atladım çünkü Flormar'ın bu dudak nemlendiricisi bana onu anımsattı. Aynılar diyemem ama dudakta ki duruşu onu anımsatıyor. Mis gibi karpuz kokuyor ve sürümü de çok kolay. Hepinize (renk kişiden kişiye değişebilir) kesinlikle önerebileceğim bir ürün, fiyatı da 9,50 tl.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                Dudağımdaki duruşu da böyle, belli belirsiz bir pembelik:) (Fotoğraf kalitesi için özür dilerim yine de duruşunu görün istedim)





Diğer ürünleri de bir sonraki yazımda ele alacağım. Lütfen yorumlarınızı benimle paylaşın. Umarım keyif aldığınız bir yazı olmuştur. Hepinize mutlu Pazar'lar diliyorum.


Sevgilerimle...



26 Aralık 2014 Cuma

Cuma günü ne pişirsem?

Herkese Merhaba,

Bugün sizlere kozmetik veya cilt bakım ürünü hakkında bir yazı yazmayacağım. Bugün cuma günleri rutin hayatım hakkında minik bir yazı yazmak istiyorum.
Ben blogumda sizlerle çok fazla yemek tarifi paylaşmayı düşünmüyorum. Ancak hayatımda yaptığım en muhteşem tarif bu ve nasıl ulaşabileceğinizi bilmiyorsam o zaman veya siz herhangi yaptığım bir şeyin tarifini isterseniz o zaman yazarım. Yine de küçük fikirler verebilirsem ne ala:)
Artık Cuma günleri benim için mutfakta hamurla oynama günleri. Ben cumartesi ve pazar yoğun çalışan hafta içi daha rahat olan biriyim. Eşimse birçok kişi gibi hafta içi çalışıp cumartesi, pazar evde oluyor. 1 ay öncesine kadar eşime buzdolabında neler olduğunu, neler yiyebileceğini söyleyip evden çıkıyordum. Genelde eve döndüğümde kendisini aç buluyordum yine de:)1 ay önce yorgun argın eve döndüğüm bir cumartesi bizimkisi benden perişan. Ufak tefek bir şeyden biz girdik mi birbirimize:) Aaa ben diyorum ki yorgunum anlasana o diyor ki açım baksana! ( ben hamarat obez olduğumdan aç kalmaya asla dayanamam bizimki nasıl dolabı açmaya üşeniyor anlamış değilimde neyse:) ) O gün ben durumu anladım. Biricik kocacığım dolabı açınca hem hiçbir şey bulamıyor hem de ham maddeden üretim yapamıyor, yapmak istemiyor.
Eşim Kayseri'li, hal böyle olunca kayınvalidem de pek bir hamarat hamur işi konusunda. Bir de oğullarının bir dediğini iki etmemiş mi. Ehh benim annem Antep'li, babam Adana'lı onlarda damatlarını yeme içmede el üstünde tuttular mı. Buyur burdan yak ben zavallı Ankara kızı başa çıkamıyorum şimdi beyfendiyle:) Bi de oğlumda babaya çekmiş mi:) Neyse napalım dedik şu hafta sonu açlığına bir çözüm bulalım istedik. Tartışmadan sonraki cuma günü ben oturdum evde başladım poğaça, börek yapmaya. Koydum dolaba akşam, sabahda üzerlerine birer postit. Kahvaltı, öğle yemeği, pasta filan diye. Saat 11 gibi telefonum çaldı, bir baktım bizimki. Karnı doymuş çok mutlu teşekkür ediyor notlar için:) Ohhh dedim içimden açlık bahanesi bitti gitti. O günden beri Cuma günü mutfakta cumartesiye hazırlık günü:)


Bugün yine poğaça ve kurabiyeler pişirildi, yarın sabah notlar yapıştırılacak. Peki bize ne bu hikayenden diyebilirsiniz, haklısınız da ama bugün mutfakta en çok elimin altında olan ürünlerden birini paylaşmak istiyorum. Bir de bugün yaptığım poğaça içinin belki denemeyenler varsa onlara fikir vereceğini düşünüyorum.
Hemen poğaçalarla başlıyorum, peynirli poğaçayı nerdeyse sevmeyen yok. Ben bazen farklılık olsun diye peynirli poğaça yaparken peynirin içine iyice kavurduğum soğandan, ceviz ve çeşitli baharatlardan da ekliyorum. Öğleden sonra atıştırması için çok güzel oluyor. Denemenizi öneririm:)

O kadar çok mutfak malzemesi almışım ki sizlere birinci önerim asla gördüğünüz her şeyi almayın, dolaplarda tozlanıyor çoğu. Çok dağınık bir halde olmasına rağmen sizlere mutfak depo dolabının yarısını göstermek istiyorum. Daha da bunun iki katı var ama hepsi işe yarıyor diyemem:/
İşte dolap:)

(Cici bebelerde yedekli burada:))
Gelelim mutfaktaki en iyi yardımcılarımdan birine. Bu ürünün adını bilmiyorum bana her boyu ev hediyesi olarak gelmişti. Tupperware'in bir ürünü. Ben sonra buna benzer ürünleri bazı marketlerde ve Tantitoni'de de gördüm. Kaliteleri aynı mıdır onu bilemiyorum ama benim hayatımı kurtaran bir ürün. Peki ben bununla neler yapıyorum. Soğanları minik minik doğrayacaksam, ceviz, fındık..vs çekeceksem, domates püresi yapacaksam, sarımsak doğrayacaksam, kısaca herhangi bir gıdayı küçük doğramam gerekiyorsa (özel bir şekilde doğramam gerekenler hariç) bunu kullanıyorum. Özellikle ceviz gibi gıdaları çekmek için muhteşem bir ürün. Koca mutfak robotunu çıkarmama artık çok özel durumlar dışında gerek kalmıyor. Çok pratik bir ürün. Kullanımı çok kolay elinizle kapakta görülen beyaz plastiği kuvvetlice gerektiği kadar çekiyorsunuz (makara sistemi var bir ip çıkıyor) ve ta ta hazır. Yıkanması çok kolay. Yani çokları çok bir ürün.

 Eğer siz de benim kadar yemek yapmayı seviyorsanız ve mutfakta zaman geçiriyorsanız mutlaka bir tane edinin derim. (Bol fotoğraflı bir yazı oldu bu sefer ve iyi ki minik bir yazı yazmışım uzun olsa elden yazılı dağıtırdım heralde:)))




Umarım yazımı okumaktan keyif almışsınızdır. Yorumlarınızı bekliyorum.


Sevgilerimle. İyi geceler...

25 Aralık 2014 Perşembe

The Balm Shelter Renkli Nemlendirici

          Tekrar merhaba herkese:)
 Bugün sizlerle paylaşacağım yazı The Balm'ın renkli nemlendiricisi (tinted moisturizer)  üzerine olacak. Ürün hakkındaki yorumlarıma geçmeden önce renkli nemlendiriciler hakkında ufak bir bilgi paylaşmak istiyorum. Ben bu ürünü geçenlerde yeniden aldım ve Gratis'teki satış görevlisinin yaptığı hatadan dolayı bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum. Satış görevlisi arkadaşımız The Balm Shelter'ın BB krem olduğunu söyledi. Çok uzun vaktim olmadığı için orada açıklayamadım ancak buradan yeni başlayanlar için biraz bilgi vermek istiyorum.
          Renkli nemlendiriciler (tinted  moisturizer) adından da anlaşılabileceği gibi hafif renk veren nemlendirici kremlerdir. Fondötenler kadar kapatıcılığa sahip değillerdir ve daha hafif yapılı kremlerdir. Asıl hedefleri yüzü nemlendirirken aydınlatmaktır. Genelde renkli nemlendiricilerin içinde düşük güneş koruma faktörü bulunur. Ancak BB krem özelliklerinin hepsini taşımazlar. BB kremlerin en önemli özellikleri anti-aging ve cilt beyazlaştırma etkisine sahip olmalarıdır ki bu da renkli nemlendiricilerde bulamayacağınız özelliklerdir. BB kremler fondötene daha yakın kapatıcılık sağlarlar ve daha yüksek güneş korumasına sahiptirler. BB kremlerin çok fazla renk seçeneği yokken renkli nemlendiricilerin çoğu markada daha geniş renk seçeneği bulunur. Kısacası birbirlerinden hem işlev hem de içerik olarak farklıdırlar.


          Gelelim The Balm'ın renkli nemlendiricisi The Balm Shelter'a:) Makyaj yapmak istemiyorsam ve cildime bir aydınlık katmak istiyorsam veya çok hafif bir makyaj ugulamak istiyorsam kullandığım bir ürün. Benim daha çok kışın kullanmayı tercih ettiğim bir ürün. Kışın soğuk havalarda cildim göreceli olarak daha kuru olduğu için daha rahat kullanıyorum. Yaz aylarında cildimde çok parlama yaptığı için yağ oranını daha dengeleyecek ürünler tercih ediyorum. Sürümü çok kolay ve hafif bir ürün. Mat bitişli olmadığından yağlı ciltler için çok uygun değil ama benim gibi karma ciltlerin dahi kullanabileceğine inandığım güzel bir ürün. Az kapatıcılığı olsa da yüzdeki kırmızılıkları ve küçük sorunları doğal bir şekilde örtüyor. Cilde sürüldüğünde ciltle bütünleşip sanki kendi cildiniz parlak ve daha pürüzsüzmüş gibi duruyor. Bir önemli avantajıda renk seçeneğinin çok olması. Çok açık tenlilerden çok koyu tenlilere kadar herkesin rahatlıkla kendi cilt rengini yakalayabileceği renk seçeneği sunuyor. Ehh bunların yanında güneş koruma faktörüde olunca şahane bir ürün çıkıyor ortaya:))
          Bu ürünü Gratislerden temin edebilirsiniz, hele de indirimde yakalarsanız depolayarak alın derim:))
       
 Umarım verdiğim bilgiler işinize yaramıştır.





PS: Yandaki üç ürün benim yüzümde hafif bir renk istediğimde günlük olarak kullandığım ürünler:)



Sevgilerimle...
          

24 Aralık 2014 Çarşamba

DDF BLEMISH FOAMING CLEANSER (KÖPÜK TEMİZLEYİCİ)

Merhaba,
          Uzun bir hafta sonu ayrılığından sonra yeni bir yazı ile karşınızdayım. Bugün sizlere birçok ürününü kullandığım DDF markasının köpük yüz temizleyicisini anlatacağım. 


            DDF  dermo kozmetik bir marka olarak biliniyor. Peki ürüne geçmeden önce biraz dermo kozmetik ne demek? bunun hakkında konuşalım. Birçoğunuzun bu konuda benden bilgili olduğuna eminim ama ben yine de yeni başlayanlar için biraz bahsetmek istiyorum.

            Dermo kozmetik ürünler, cilt sağlığı için kullanılan, belli bir cilt probleminin giderilmesine yardımcı olan ( örneğin akne, cilt kuruluğu, aşırı cilt hassasiyeti...vs), içeriğinde aktif maddeler bulunan ( örneğin salisik, glikolik, alfa hidroksi asitler veya niacinamid, retinol..vs), jel, krem veya serum şeklinde topikal (cilde sürülerek) uygulanan cilt bakım ürünleridir. Dermo kozmetik ürünler ilaç değildir, ancak ilaç sanayindeki gibi formülize edilen, güçlü içeriğe sahip, benzer tesislerde üretilen, bilimsel dermatolojik testleri ilaç sanayine yakın olan ve cilt kusurlarını kapatmayı değil gidermeyi hedefleyen ürünlerdir. Evet kısaca dermo kozmetiğin tanımı bu:)

             

Şimdi gelelim DDF'in köpük temizleyicisine. (Hemen minik bir marka bilgilendirmesi; DDF New
York'lu bir dermotolog tarafından üretilen, 5 ana cilt problemini hedefleyen bir markadır. 1- Erken yaşlanma, 2- İnce çizgiler ve kırışıklıklar 3-Hassas cilt 4- Akneye eğilimli cilt 5-Aşırı renk bozukluğu görülen cilt. DDF markası 2007 yılında Procter & Gamble Beauty & Grooming'in bir parçası olmuştur. Bu sayede hem daha fazla imkana sahip olmuş hem de daha da ünlenmiştir.)



Lafı çok uzattığımın farkındayım ama birçok ürününü kullandığım bu firmayla ilgili sizlere detaylı bilgi vermek istedim. Artık yorumuma geçiyorum merak etmeyin. Bu kadar bilgi verdiğime göre bu ürünü sevmedim demeyeceğimi hepiniz anlamışsınızdır:) Ben bu temizleyiciye bayılıyorum. Cilt tipimi bir kez daha söylemem gerekirse yağlıya dönük karma cildim var kendi haline bırakırsam. Ancak kullandığım ürünler sayesinde cildim normal cilde dönüştü diyebilirim. Her ne kadar bu

temizleyici sivilceler için geliştirilmiş olsa da sivilceyi 1 günde yok etme mucizesine sahip değil (Böyle bir ürün varsa Allah aşkına bana da söyleyin). Mavi sıvı şeklindeki bu temizleyici elinize sıktığınızda beyaz köpük halini alıyor. 1 veya 2 pompa tüm yüzünüze yetiyor. Düzenli kullanımda cildinizi berraklaştırıyor ve sivilce oluşumunu azaltıyor. Ben 3 senedir kullanıyorum. Kış aylarında cildim yaza göre daha kuru olduğu için sadece akşamları makyajımı temizledikten sonra kullanmak bana yetiyor. Diğer zamanlarda ise sabah akşam günde 2 kere kullanıyorum. Akşam kullandığımda DDF Revolve 400X cilt bakım cihazının fırça aparatıyla kullanıyorum. Cildi asla tahriş etmiyor, kızartmıyor. (Kişiden kişiye değişebilir, en azından benim ve çevremde kullandığını bildiğim insanlar için geçerli bir durum diyebilirim) Cildinizin temizlenip hava aldığını hissediyorsunuz. Ayrıca bu ürünü cildinize sürüp 5 dakika bekletip sonra yıkayabileceğiniz bir maske olarak da kullanabilirsiniz. Denemenizi kesinlikle önereceğim bir ürün diyebilirim. Bu ürünü eczanelerden veya internetten temin edebilirsiniz. DDF güzel kampanyalar yapan bir firma. Ben en son aldığımda 3 al 2 öde kampanyası vardı. Stoklayarak aldım. şimdi 2. kutumu kullanıyorum. Bitsin yine stoklayarak alacağım.
www.dermoeczanem.com'da fiyatı 90.78tl. Ürünü incelemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.
Ürünün İçeriği:Salicylic Acid (1%), Other: Water, Ammonium Laureth Sulfate, Cocamidopropyl Betaine, Propylene Glycol, Triethanolamine, Cocamide Dea, Phenoxyethanol, Methylparaben, Allantoin, Azelaic Acid, DMDM Hydantoin, Citric Acid, Disodium EDTA, Fragrance, Propylparaben, Commiphora Myrrha Extract, Hydrastis Canadensis (Golden Seal) Extract, Propylene Glycol (And) Water (And) Trifolium Pratense (Clover) Flower Extract, Calendula Officinalis Flower Extract, Symphytum Officinale Extract, Echinacea Angustifolia Extract, Panthenol, Blue 1

Umarım bu yazımın sizlere faydası olur.
Sevgilerimle...

19 Aralık 2014 Cuma

La Prairie Cilt Bakım Ürünlerim 2

Sizlere bu hafta La Prairie cilt bakım ürünlerimden bahsedeceğimi söylemiştim. İşlerimin yoğunluğu başlamadan bugün diğer iki ürünün de yorumunu yapmaya calışacağım.
İlk olarak La Prairie Marine Biology Tonic'le başlayacağım.

Bu tonik bence kullandığım en ilginç ürün. Öncelikle üzülerek içeriğinin çok da temiz olmadığını söylemem gerekir. Birçoğunuzun kesinlikle tercih etmeyeceği alkol gibi maddelere sahip. Şimdi ürünün ilginç yanına gelirsek:  ilk sürdüğünüzde alkolün etkisiyle cildinizde hafif bir ferahlama,
zaman zaman az bir yanma oluşuyor. Hemen ardından cildinize yağ sürmüşsünüz gibi bir hisse kapılıyorsunuz ve yanma hissi hemen geçiyor. Aradan 5 dakika geçince ise nemlenmiş kadife gibi bir cilde sahip oluyorsunuz. Bu ürün çok net bir iz bırakıyor insanda. Ya nefret ediyorsunuz ya da çok seviyorsunuz. Ben çok sevenlerdenim. Bu benim 3. kutum, sanırım 5 yıldır filan kullanıyorum. Ama (bir ama var) ben bu ürünü günlük cilt bakımı rutinimde kullanmıyorum çünkü cildime hergün alkollü bir ürün sürmek istemiyorum. Cildim sivilcelenmeye müsait, t bölgesi yağlı, karma bir cilt. 20'li yaşlarımda clinique no:2 tonik kullanıyordum, biliyorsunuz o da alkol içeren bir tonik. Yaşla beraber tercihlerde değişti;) Bu toniği haftada 3 kere kullanıyorum, böylelikle hem cildimin alkol limitini aşmamış oluyorum hem de yağlanmayı bir şekilde kontrol etmiş oluyorum. Geceleri Marine Biology kullandığım zaman nemlendiriciye ihtiyaç duymuyorum. Üstüne serum uygulayıp gece rutinimi sonlandırıyorum. Bu toniği de Tekin Acar'lardan veya Beymen'den temin edebilirsiniz. Buradan ürüne ulaşabilirsiniz. Fiyatı 255tl.



Gelelim son La Prairie cilt bakım ürünüme. Anti Aging Emulsion SPF 30. Her şeyden önce 30 güneş koruma faktörü içeren bir nemlendirici sizi iki işten kurtarıyor. Ayrı bir güneş kremi kullanmama gerek kalmıyor. Ürün normalden az yağlı ciltler için ideal bir ürün. Yağlı ciltlerin çok kolay tolere edebileceğini sanmıyorum. Pahalı bir ürün ancak bir pompası bile benim hektaar hektaar yüzüme yetiyor:) Dolayısıyla uzun ömürlü bir ürün. Cildimde akşama doğru maalesef (özellikle t bölgemde) hafif bir yağlanma yapıyor o yüzden gün içinde yağlanmayı kontrol edecek ürünler ( pudra veya makyaj yapmadıysam matlastırıcı mendil) kullanmam gerekebiliyor. Anti aging özelliği ile ilgili yorum yapabileceğim bir kırışıklığım henüz oluşmadığından bu konuda yeterli bir deneyimim yok. 4 senedir kullanıyorum bu ürünü ve yeni bir kırışıklık yok diyebilirim;) Sonuç olarak sevdiğim bir ürün, vazgeçebilir miyim? Evet spf 30 içeren daha iyi bir ürünle karşılaşırsam vazgeçebilirim. Ürünün fiyatı 510 tl. Buradan ürünü temin edebilirsiniz. 

Umarım işinize yarayan bilgiler paylaşabilmişimdir. Yorumlarınızı bekliyorum.

Sevgilerimle İyi Geceler...

17 Aralık 2014 Çarşamba

Geç dogumgünü hediyelerim:))

Çok heyecanlandığım için hemen sizlerle paylaşmak istedim. Doğumgünüm geçeli epey oluyor ama can dostum Burcu Gökçe ile aylardır görüşemiyorduk. Bugün nihayet fırsat bulup kaçabildim yanına. Burcu'mu birazcık sizlere tanıtmam gerekirse Başkent Üniversitesi Hukuk Bölümünden mezun olup, Londra da kendi alanında master yaptıktan sonra, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde staj yapıp Türkiye'ye döndü ve mesleğini yapmaya başladı. Bu sırada beraber Ankara'da o zamanlar Gift&Gourmet'de Baron'dan yemek kursu almaya başladık. İki sene bu kursa her hafta katıldık ve hayatımızda bu denli keyif aldığımız hiçbir şey olmadığını konuşup durduk her ders sonunda. Bu arada geçen birkaç yıl kendisine hukuk alanını sevmediğini gösterdi ve zor bir karar alarak hayatının en önemli değişimini yaşadı. Eşi Murat'la beraber (çok seviyorum ikisini de:)) Londra Cordon Bleu' nün yolunu tuttu. 1 sene süren eğitim programını yüksek dereceyle bitirip oradan hoop NewYork' a uçtu. New York'da ekmek üzerine de uzmanlaşıp sonunda yanımıza döndü. Hikayeyi kısa tutayım, ( bu kısa hali yani;)) şimdilerde Ankara'lılara şahane lezzetler sunacağı bir yerin hazırlığı aşamasında.
Gelelim beni heyecanlandıran hediyelerime:))


Canım dostum bana bu muhteşem iki hediyeyi almış.
 1. Hediyem Miyabi şef bıçağım. 
Geçenlerde babam bana erken yeni yıl hediyesi olarak Esse'den ZWILING bıçak seti almıştı. O bugüne kadar kullandığım en harika bıçak seti. Bugün itibarı ile bu sete ek muhteşem bir de şef bıçağım oldu. Alman bıçaklarıyla, Japon bıçaklarının arasındaki farkı Murat bugün anlatırken iyi dinleyebilseydim size detaylı bilgi verirdim, ancak o sırada bıçağımı denemenin heyecanıyla kaçırmışım:) Yine de merak edenleriniz olursa daha sonra bununla da ilgili bir yazı hazırlayabilirim. 
Peki bıçaklar neden bu kadar önemli? 
Makyajda fırçalar ne ise mutfakta bıçaklar o işte.
Bıçağımla ilgili ilk izlenimlerim şöyle; ağır olduğu için benim gibi biri için ideal kontrol ve tutuş sağlıyor. Profosyonel olmadığım için hafif bıçaklarda kontrolü çabuk kaybedebiliyorum. Benim bıçağım Miyabi 400 FC. Miyabi Bıçakları incelemek isteyenler Zwilling' in sitesine buradan 
ulaşabilirler.
 2. Hediyem ise uzun zamandır Burcu'nun tavsiye ettiği ve benim almaktan çekindiğim Cafe Fernando'nun kitabı. Öncelikle neden çekindiğimi açıklayayım. Daha önce Türkiye'den büyük bir hevesle aldığım son dönem yemek kitaplarım beni hep hüsrana uğrattı. Özellikle tariflerde Türkiye'de bulunmayan ürünlerin muadilleri konusunda eksik bilgi veriyorlar. Yani kısaca tarifler tutmuyor! (Gece gece sinirim oynadı yine:)) Bir ara sizlere hangi kitapları almamanız gerektiği ile ilgili yazı yazarım isterseniz. Neyse Cafe Fernando'ya dönecek olursak Burcu kesin tutuyor dedi. Benim için "nokta". O dediyse en kısa sürede tarifler yapılacak buradan sonuç sizlerle paylaşılacak.
Burcu'ma tekrar binlerce teşekkür ederim bu hediyeler için. Umarım sizlerinde ilgisini çekmiştir bu yazım.

Sevgilerimle İyi Geceler...

Cilt Bakimi La Prairie Urunlerim

Sizlere bu hafta cilt bakimimda kullandigim ve favorim olan La Prairie urunlerimi tanitacagim.




Birinci urunum Cellular 3- minute peel:


Cok pahali ama muhtesem bir urun. Bu maskeyle ilgili soyleyebilecegim cok sey var ama kisaca ozetlemek gerekirse 3 dakika icinde bir guzellik merkezinde 1 saatlik cilt bakimi yaptirmis gibi oluyorum. Maskeyi uyguladiktan sonraki gun is yerimde veya disarida karsilastigim tum arkadaslarim cildine ne yaptirdin diye soruyor. Aninda gozeneklerimi kucultuyor ve cok saglikli bir parlaklik kazandiriyor cildime. Maalesef en buyuk dezavantaji fiyati. Beymen magazalarindan ve Tekin Acar'dan satin alabileceginiz bu urunun fiyati ise 530 tl. Buraya beymenin linkini koyuyorum direkt urune ulasabilirsiniz. Bu arada yurtdisindan size getirebilecek birileri varsa amazon fiyati 154$. Eminim daha da arastirilsa daha dusuk fiyatlar bulunabilinir.

Maskenin icerigi: Water, Hydroxyethyl Acrylate/Sodium Acryloyldimethyl Taurate Copolymer, Lactic Acid, Polysorbate 40, Glycolic Acid, Tetrahydroxypropyl Ethylenediamine, Polyglyceryl-3 Laurate, PEG-8/SMDI Copolymer, Hexylene Glycol, Salicylic Acid, Malic Acid, Glycoproteins, Panax Ginseng Root Extract, Equisetum Arvense (Horsetail) Extract, Sucrose, Glutamic Acid, Aspartic Acid, Hydroxyethylcellulose, Glucose, Fructose, Disodium EDTA, Tocopheryl Acetate, Disodium Lauriminodipropionate Tocopheryl Phosphates, Butylene Glycol, Dextrin, Urea, Polyquaternium-7, Alanine, Fragrance, Hydroxyisohexyl 3-Cyclohexene Carboxaldehyde, Butylphenyl Methylpropional, Alpha-Isomethyl Ionone, Linalool, Citronellol, Hydroxycitronellal, Phenoxyethanol, Chlorphenesin, Benzoic Acid, Sorbic Acid, Methylparaben, Titanium Dioxide

16 Aralık 2014 Salı

Merhaba

Merhaba Herkese,

Bu yazim bir merhaba dunya yazisi olacak ve neden bir blog tutmaya kalkistigimi sizlerle paylasacagim. Daha once bir minik blog deneyimim olmustu. Bazi yazilarimi, siirlerimi paylasmistim. Annemin hep dedigi gibi ben 100 metre kosucusu oldugum icin maratona katilamiyorum:) Kisa sure sonra yaptigim isi yarida birakiyorum. Umarim bu sefer daha uzun soluklu bir is cikarabilirim.
Peki neler yazacagim burada? Makyaj, kozmetik, yeme-icme, tiyatro, sinema, muzik, bebeklere ozel deneyimlerim ( yeni anne sayilirim, 10 aylik bir oglum var) yani kendi dunyamda ne varsa size sunabilecegim. Bu blogu olusturmamda en buyuk etki diger blog yazarlari oldu. 35 yasimdayim ve belki de 5 yasimdan beri ( ilk once annemin malzemelerini kira kira baslamistim) kozmetik ve makyaj urunlerine merakliyim. Universitede makyaja basladigimdan beri cevremde bu isten en iyi anlayan kisi olarak boburlenip dururdum. Bir uzmandan baska kimsenin beni biseye ikna etmesi mumkun degildi. Ama simdi sunu soyleyebilirim ki bu blog yazarlarinin profosyonel hayatinda ne yaptigini bilmeden, yaptigi yorumlari dikkate aldigimi fark ettim. Yani aciklamam gerekirse meslegi makeup artist mi degil mi bilmiyorum ama yine de benim icin onlar kadar faydali oldugu konular oldu diyebilirim. Son 1 yildir makyajdan, kozmetikten epey uzak kalmistim ( malum bebek olunca biraz zor oluyor:)) Bu bloglar sayesinde acigi kapattim diyebilirim. Buradan da kendilerine tesekkur ederim.
Boylece belki benim de yazdiklarim birilerinin isine yarar diyerek yazmaya karar verdim.
Herkese tekrar kocaman bir merhaba:))